Çocuk tüberkülozu giderek artıyor
Tüberkülozdan korunmak için her yeni doğan bebeğe ilk 2-3 ay içinde BCG aşısı yapılması gerektiği vurgulandı.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, çocuk tüberkülozunun Türkiye?nin önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu belirterek, ?Tüberkülozdan korunmak için her yeni doğan bebeğe ilk 2-3 ay içinde BCG aşısı yapılmalıdır? dedi.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Dünya Sağlık Örgütü?nün her yıl 15 yaşından küçük 1.3 milyon çocuğun tüberküloza yakalandığını ve bunların 450 bininin öldüğünü bildirdiğini söyledi. Türkiye?de yapılan bir araştırmada ise Verem Savaş dispanserlerinde izlenen hastaların yüzde 12?sini 15 yaş altındaki çocukların oluşturduğunun belirlendiğini anlatan Prof. Dr. Küçükusta, çocuk tüberkülozunun klinik tablosu ile tanı ve tedavisi bakımından erişkin tüberkülozundan farklı özellikler gösterdiğini dile getirdi.
Çocukların tüberküloz mikrobunu etrafa mikrop saçan erişkin tüberkülozlu hastalardan aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Küçükusta, şunları kaydetti:
?Bulaşma, daha çok aile ortamında hasta bir kişiden ya da çocuğuntopluma karıştığı dönemde karşılaştığı başka bir hastadan olur. Tüberküloz, esas olarak hasta kişinin öksürmesi, hapşırması ve hatta konuşması sırasında havaya karışan bu damlacık çekirdekleri içinde bulunan mikropların solunmasıyla bulaşır. Konuşma sırasında 200, öksürmeyle 3 bin 500 ve hapşırma sırasında da sayıları 1 milyona kadarulaşabilen damlacıklar oluşur. Bu nedenle hasta kişilerin öksürme, hapşırma ve hatta konuşma sırasında ağızlarını bir mendille kapatmaları, bulaşmanın önlenebilmesi için çok yararlıdır. Sanıldığının aksine tüberküloz mikrobu, çatal, kaşık, tabak, bardak gibi aynı yemek takımlarının ya da havlu, kalem, gözlük gibi çeşitli eşyanın kullanılmasıyla bulaşmaz. Tüberküloz, nadiren tüberküloz hastası olan anneden plasenta yoluyla da bulaşabilir.?
BELİRTİLERİ
Prof. Dr. Küçükusta, tüberküloz mikrobunu alan çocukta meydana gelen hastalığa ?primer infeksiyon? adı verildiğini de anlatarak, hastalığın çoğu zaman soğuk algınlığına benzeyen belirtilere neden olduğunu, tedavi edilmediği halde vücutta gelişen bağışıklık sayesindekendiliğinden düzelebildiğini söyledi. Bazı çocuklarda ise tüberküloz mikrobuna karşı yeterli bağışıklığın gelişemediğine ve hastalığın ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Küçükusta, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Uzun süren öksürük, ateş, halsizlik, iştahsızlık, gece terlemesi, kilo kaybı ya da kilo alamama ve hırıltılı solunum en sık karşılaşılan, ancak hiçbiri tüberküloza özgü olmayan belirtilerdir. Kesin tüberküloz tanısı için hastanın balgamında tüberküloz mikroplarının üretilmesi gerekir, fakat çocuklardaki hastalıkta mikrobu üretmek çoğu zaman mümkün olmaz. Bu bir taraftan çocuk tüberkülozunda mikrop sayısının fazla olmamasına, bir taraftan da çocukların etkili balgam çıkaramamalarına bağlıdır. Bu nedenle çocuk tüberkülozunun tanısında, tüberkülin testinin (PPD) pozitif olması, çocuğun veremli bir hasta ile temasının olması, çocuğun şikayetleri ve röntgen bulguları büyük önem taşır. PPD testinin pozitif olması tek başına anlamlı değildir, diğer bulgularla beraber değerlendirilmelidir. Bazen PPD negatif olduğunda bile aktif tüberküloz olabilir. Aynı şekilde akciğer röntgeninde saptanan değişiklikler de kesin olarak tüberküloz tanısı koymaya yeterli değildir.?
TEDAVİ
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, çocuk tüberkülozunun tedavisine ilişkin şunları kaydetti:
?Çocuk tüberkülozunun tedavisi mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanının denetimi altında yürütülmeli ve tamamlanmalıdır. Tedavide dört ilaç kullanılır. Tedavi süresi 9 aydır. Tüberkülozdan korunmak için de her yeni doğan bebeğe ilk 2-3 ay içinde BCG aşısı yapılmalıdır.?
|